FUHUŞ HARAMDIR
- Ahmet Tomor Hocaefendi
- 24 Eki 2018
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Eyl 2021
Yüce Allah buyuruyor:
Zina eden kadınla, zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dininde (ki cezayı uygularken) onlara karşı acıyıcı davranmayın. Mü’minlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şâhit olsun. (Nûr - 2)
Toplumda cinsel dengelerin bozulmasına ve âile yuvalarının yıkılmasına neden olan fuhuş, hak dinlerin hepsinde yasaklanmış ve fâilleri hakkında çeşitli cezai hükümler konmuştur.
İslâm Dini’nde de fuhuş şiddetle yasaklanmış ve fâilleri hakkında caydırıcı nitelikte ağır cezai hükümler konmuştur. İslâm hukukuna göre, bekar yani hiç evlenmemiş olan kadınlar ve erkekler zina yaptıkları zaman, her birine yüzer değnek vurulması Allah’ın emridir.
Cezanın halka açık bir yerde uygulanması, bir grup müslümanın orada hazır bulunması ve ceza uygulanırken, orada bulunanların suçlulara karşı acımacı bir tutum içinde olmamaları gerekmektedir.
Zina edenler evli ya da evlenip boşanmış iseler, recm olunur yani ölünceye kadar taşlanırlar. Ancak zina suçunun kanıtlanması, dört müslüman erkeğin zina fiilini açıkça görüp şâhitlik yapmalarına ya da suçluların baskı olmadan üç defa suçlarını itiraf etmelerine bağlı olduğundan,
Asr-ı Saadet’ten günümüze kadar çok az sayıdaki kişilere değnek ve recm cezası uygulanmış ve cezalar genelde âhirete ertelenmiştir. Zinanın âhiretteki cezasına (azabına) gelince,
Bir gün Peygamberimiz (s.a.v.) ashabına şöyle buyurdu:
Bu gece bana iki kişi (melek) geldi ve beni kutsal bir yere çıkardılar. Derken üstü dar, altı geniş ve alt tarafında ateş yanan tandıra (ev fırınına) benzer bir deliğin yanına geldik. İçinde çıplak erkeklerle çıplak kadınlar vardı (yanıyordu). Alevler yükseldikçe, onlar da yükseliyor, (çığlıklar atıyor) hatta delikten dışarıya çıkacak gibi oluyor ve alevler sakinleşince tekrar aşağı iniyorlardı.
(Meleklere) Bunlar kimlerdir? dedim.
“Zina eden erkeklerle, zina eden kadınlardır” dediler. (Buhârî)
Dünyada gizli ya da açıkça işlenen zinaların çoğu cezasız kalabilir. Âhiret âleminde ise zinanın azabı çok çetin olacak. Çünkü onlar cehennemde içi ateş dolu özel fırınlarda çırılçıplak yanacak.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Zina yapan kimsenin îmanı derhal çıkar ve başının üstünde (kara) bulut gibi durur. Eğer pişman olup tevbe ederse, tekrar geri döner. (Ebû Dâvûd - Hâkim)
Evet pişman olup tevbe etse ve zinadan koparsa, Allah tevbesini kabul eder ve îmanı tekrar geri döner ama ya tevbe etmeden ölürse? Allah korusun cehennemdeki fırınlarda cayır cayır yanar.
Bu nedenle Yüce Allah buyuruyor:
Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o (günahta) aşırılık ve çok kötü bir yoldur. (İsrâ - 32)
Yanıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu yerlere yaklaşmak tehlikeli ve yasak olduğu gibi zinaya yaklaşmak da tehlikeli ve yasak olduğundan, Yüce Allah “Zinaya yaklaşmayın” âyeti ile bizi uyarıyor ve zinaya yaklaşmamamız için şöyle buyuruyor:
“(Ya Muhammed!) Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (zinadan) korusunlar. Mü’mine kadınlara da söyle, (onlar da) gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (zinadan) korusunlar.” (Nûr - 30 - 31)
Zina gözle başlayıp cinsel organla noktalandığı için Yüce Allah mü’min erkelerle, mü’mine kadınlar “Gözlerini harama bakmaktan ve mahrem yerlerini zinadan korusunlar” buyuruyor.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası dokunmak ve ayakların zinası yürümektir. Kalp (cinsel) istek duyar ve arzular. Cinsel organ da ya onaylar ya da onaylamaz. (Buhârî - Müslim - Ebû Dâvûd)
Gözle başlayıp çeşitli organlardan gelen cinsel dürtüler ve kalpten gelen aşırı cinsel istekler, aklı devre dışı bırakıp irâde gücü üzerinde etkili olurlarsa, cinsel organlar son noktayı koyar ve Allah korusun zina denilen korkunç olay gerçekleşir.
İşte Allah’a inanan ve hesap gününden korkan mü’minler bu duruma düşmemek için Rabbimizin “Zinaya yaklaşmayın” emrini titizlikle uygulamalı, gözlerini ve diğer organlarını haramdan korumalı ve İslâm düşmanları yadırgasa da, haremlik-selâmlık prensibini uygulamalıdır.
***
Ahmet Tomor Hocaefendi
ZİNAYA YAKLAŞMAYIN EMRİ KONULU SOHBETİMİZ
Comments